DÖRDÜNCÜ MAYMUN

25 Şubat 2024 Pazar

KUSURSUZ CİNAYET

“Kusursuz cinayet var mıdır, yok mudur?” sorusu adli tıp uzmanlarına çok sorulan bir sorudur. Aslına bakarsanız cinayetin kendi zaten “kusurlu” bir eylemdir.

Bütün polisiye romanlarda, filmlerde işlenen cinayetleri olayın hafiyesi gelir kıldan, tüyden, bırakılan izlerden yola çıkarak veya birtakım akıl oyunlarıyla suçluyu yakalar.

Katilin kim olduğunun ortaya çıkması o cinayetin kusursuz olmadığının göstergesi midir acaba?

Peki Sabahattin Ali’den Uğur Mumcu’ya, Ahmet Taner Kışlalı’ya uzanan faili meçhullerde (aslında faili malum) katil bilinmesine rağmen ele geçmemesi cinayeti kusursuz yapar mı?

Depremlerde, maden kazalarındaki beceriksizlikler sonucu işlenen toplu cinayetlerin failleri “kusursuz cinayet” ödülüne hak kazanmış olabilirler mi?

 

Adli tıp uzmanı karikatürist Prof. Halis Dokgöz yeni çıkan KUSURSUZ CİNAYET kitabında bunun gibi konulara değiniyor. Sadece cinayet değil, birçok kriminal konuya hem uzman hem mizahçı kimliğiyle yaklaşınca ortaya teknik ifadelere boğulmamış, keyifle okunan bilgi veren yazılar çıkıyor.

Cinayetlerin aydınlatılmasında yer alan dedektif böcekler, seri katiller, yüz sene sonra uyandırılmak için kendini donduranlar, cinsel suçlar, akla zarar sendromlar epey öğretici bu gibi konulanda roman, senaryo yazanlar için de başucu kitabı olacak bir kaynak, senaryo deyince izlediği filmlerdeki vahim hataları hiç affetmemiş hemen yakalamış.

Halis Dokgöz’ün bu işi keyifle yazdığı belli devamını getirecek gibi.

 

Ancak bu kusursuz cinayetler konusunda şöyle bir durum da var.

Artık her santimde bir kamera olmasıyla “AĞABEY SİZİ İZLİYOR” ortamına çoktan geldik.

Bu durumun özel hayatın deşifre olma endişesi yanında olumlu bir yanı da var aslında.

Marketteki kasiyer, taksideki şoför katledilirken tüm ayrıntıların kaydedilmesi ortaya gerçek bir gerilim izlencesi çıkartıyor, tabii bizim hafiyelerin uzun uzun “katil kim?” araştırmasına gerek kalmıyor. Hafiyelik de yakında yok olacak mesleklerden biri olacak sanki.