Akşehir’de 58 yıldır yapılagelen bir Nasreddin Hoca şenliği
vardı…
Her yıl Temmuz ayı içinde mizahçılar, yazarlar, şairler,
sanatçılar toplanıp Nasrettin Hoca’yı anarlardı…
Söyleşiler, sergiler, konserler düzenlenir, yarışmalar
yapılırdı…
Yabancı konuklarla da uluslararası bir boyuta ulaşırdı…
En saygın kültür etkinliklerinden biriydi…
Bir hafta boyunca Akşehir’in o güzel, o aydın insanlarıyla mizah
dolu günler geçerdi…
Bir mizah ustası temsili hoca olurdu… Erol Günaydın, Levent
Kırca, Ferhan Şensoy, Cenk Koray, Halit Akçatepe, Rasim Öztekin, Ata Demirer, Hasan Kaçan gibi
isimler Nasreddin Hoca kimliğine girmişlerdi…
Geçmiş zaman kullanıyorum çünkü artık bu festival o eski
festival değil…
Son yıllarda bu festival de her şey gibi gitgide iktidara
benzeyeme başladı…
Her sene biraz daha bağnazlaştı…
Hoca Nasreddin yavaş yavaş İmam Nasreddin’e dönüştü…
Bu seneki temsili Hoca bir mizahçı değil, mafya tetikçisi
rolleriyle tanınan iktidara yakın bir oyuncu…
Şunları söylemiş:
"Yüzlerinizi mahzun,
üzüntülü görüyorum. Şunu söylemek isterim ki ben insanlara kahkaha attırmadım
çünkü kahkaha zalimlerin sesidir. Kahkahanın bol olduğu bir dünyada mahzunların
iniltisi duyulmaz. Ben güldürmedim de. Gülmek ve güldürmek edebimizde hoş bilinmez.
Benim bir tek gayem vardı o da mahzun yüzlerde eşrefi mahlûkatın iç güzelliğini
yansıtan tebessüm oluşlara biraz düşünmeyi sağlamaktır. Gözlerinizden tebessümü
eksiltmeyin."
Kahkaha atmayı zalimlik, gülmeyi ayıp sayan, hiç
güldürmediğini söyleyen bir Nasreddin Hoca…
Nazım Hikmet “… Nasreddin
Hoca gibi ağlayan…” derken bunu kast etmemişti herhalde…
Bu dönüşümün ilk başladığı yıllardaki belediye başkanı eşeğe
ters binen Nasreddin Hoca heykelini “Hoca’yı gülünç hale sokuyorlar” diye
kaldırıp düz binen bir heykel dikmişti.
İlginçtir din bağnazları dünyanın her yanında aynı belli ki,
gülmeyi büyük bir günah sanıyorlar. Umberto Eco’nun “Gülün Adı” romanında
ortaçağın bağnaz rahiplerinin mizah kitaplarını nasıl yasakladığı anlatılır.
58 yılda gelinen nokta bu. Zaten birkaç yıldan beridir aynı
tarihlerde bir de “Kiraz Festivali”
yapılmakta. Yakında “Aynı haftada iki
festival çok bunları birleştirelim derler”, Nasreddin’i atarlar “Hoca Kirazı Festivali” yaparlar…
Bakanlık fonlarından nemalananlar illa ki bir festival
yapmak zorundalar zaten, tercihleri Nasreddin yerine elbette satılıp para
getirecek olan kiraz olur…
Normal liselerin imam hatibe dönüşmesi gibi bunu da
dönüştürürler…
“Zaten bütün ülke olarak dönüşüyoruz bu ne ki?”
diyeceksiniz…
Eh Nasreddin Hoca’nın dediği gibi; “Siz de haklısınız”.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder