DÖRDÜNCÜ MAYMUN

8 Mart 2013 Cuma

YUMURTA


Yumurta atma yaygın bir protesto şekli oldu; yumurta atılınca fiziki bir zarar vermiyor ama epey can sıkıyor elbette. Üstünüz başınız berbat oluyor, hemen temizlemezseniz yapışıp kalıyor, kolay kolay da çıkmıyor; leş gibi de kokuyor; karizmayı fena halde çiziyor.
Genelde öğrenciler üniversitelerini ziyaret eden otorite temsilcilerine fırlatıyor.
Eh mizahın temelinde de bu yatıyor zaten “güçsüzün güçlüyü madara etmesi”…
Yumurta öğrencinin sembollerinden biri haline gelmiş durumdadır. Homur Mizah Grubu ve Eğitim-Sen’in ortak düzenlediği “Üniversitemin Adı Var” konulu Karikatür-Logo-Marş  yarışmasının ödülü  altın soba boyalı yumurtaydı örneğin. 

Mayonezli Soros


Dünyayı karıştıran spekülatör Gerorge Soros’a ziyaret ettiği yerlerde yumurta, mayonez gibi nesleler atıldı. Pek etki etmedi Soros’a bunlar, güldü geçti ve gene edeceğini etmeye devam etti. Atanlar o an için gazlarını aldırıp biraz rahatladılar o kadar.
Keza Arap gazetecinin Bush’a fırlattığı ayakkabı da pek çok kişiyi bir an için rahatlatmıştır.

Yumurtalı saldırılara karşı üniversitelere gidenler yanlarında şemsiye bulunduruyorlar bazen. Sucuk getirip, “yumurtaları yazık etmeyin gelin sucuklu yumurta yapalım” diye esprili bir şekilde havayı yumuşatmak isteyenler çıkıyorsa da genellikle yumurtaya karşı artık biber gazı ve cop kullanılmaktadır. Daha da kötüsü cebinizden çıkan yumurta örgüt malzemesi sınıfına girip müebbetle yargılanmanıza neden olabilir; istediğiniz kadar “öğle yemeği olarak getirmiştim” deyin yediremezsiniz.

Bir dönem karikatürlerinde beğenilmeyen oyunlarda, sahneye atılan yumurta, çürük domates,  konuları işlenirdi. Aslında bu tiyatronun ilk dönemlerinden, oyunların pazar yerlerinde oynandığı dönemlerden kalma bir görüntü. Pazarcı ya oyunu beğenmediğinden ya da “Hadi bitir de git biz de malımızı satalım” diyerek çürük domateslerini fırlatıyordu. Günümüzde bir iki istisnanın dışında pek görünmüyor; çünkü bunun için tiyatroya yumurtanızı cebinize koyup tedarikli gitmeniz gerek. Bu durum, oyun iyi de olsa kötü de olsa yumurtayı atacağınız anlamına gelir, yani kafaya koymuşsunuz bir kere. Çehov’un “Sahnenin başında bir silah varsa sonunda o silah patlamalı” sözünde olduğu gibi burada da “Cebinde yumurta varsa o yumurta atılmalı” durumu vardır. Ama oyunda yumurta atılmak “ayıp” kabul edilmekte ve sanat düşmanlığı olarak algılanmaktadır.

Ünlü tiyatro oyuncusun eski sevgilisine oynadığı oyundaki sahnesini beğenmeyip yumurta atmasında da benzer bir durum vardır. Ancak buradaki gerekçe, genel bir gerekçeden çok özel bir durumdur.  Aynı oyuncunun Devlet Tiyatrolarının Sabancı’nın hayatını eşsiz bir yalakalık örneği göstererek sahnelenmesine tepki gösterip kültür bakanına “Bakan; öyle sırıtma, istifa et” demesi anlamlı, cesur bir protesto şekli olarak kabul edilebilir ama buradaki durum çok farklı, kıskanç sevgilinin intikamı durumu.
Olaydan sonra durumu kurtarma çabaları da hiç inandırıcı gelmemektedir.
Hele hele “Oyunda rezillikler vardı, edep yerine kadar açılıyordu” açıklamasıyla bu oyunun gişede rekor kıracağı garanti oldu. Artık sadece tiyatro severler değil, alakasız kişilikler de koşacaklar “Bakalım ne kadar açılmış?” diye. Bence oyunu sahneleyenler bu arkadaşa gişeye katkılarından dolayı plaket vermeliler.
Kadına şiddette eğitim, kültür pek etkili olmuyor görüldüğü gibi sanatçılar arasında da sık yaşanıyor. Bir keresinde de fazla entel (ne demekse!), cumhuriyet sevmez bir vatandaşımız lazımlığındaki gaytasını karısının kafasına fırlatıp eşsiz bir yaratıcılık örneği göstermiştir.

Aslında sevgiliye sahnede yumurta atma olayı ilk değil…
Dönemin iki büyük ismi Cahide Sonku ve Cahit Irgat, büyük aşk yaşıyorlar. Ancak ilişkileri biraz sıradışı. Birbirlerine laf çakmaktan, eziyet etmekten keyif alıyorlar. Cahide birkaç kez Cahit Irgat’ı sahnede zor duruma düşürecek işler yapıyor. Cahide Sonku’nun egolarının en üst düzeyde olduğu dönem, burnundan kıl aldırmıyor, en büyük korkusu beğenilmemek, alkışlar biraz az olursa morali bozuluyor. Bir gün sahneye çıktığında yumurta yağmuruna tutuluyor, en ön sırada oturan sokak çocukları ellerindeki yumurtaları fırlatıyor. Sokak çocuklarının tiyatroda ne işi var, diye düşünürken balkona bakıp işi kimin tezgâhladığını anlıyor. Cahit Irgat purosunu yakmış, gevrek gevrek gülerek el sallıyor. Aslında bu durumu, ne sanata saldırı, ne kadına şiddet ne de bir yumurtalı protesto sınıfına sokmak gerek; bu tamamen kendine özgü, bir döneme damgasını vurmuş iki çılgının sevimli didişmesinden ibarettir.
Cahide Sonku- Cahit Irgat






Hiç yorum yok: