DÖRDÜNCÜ MAYMUN

5 Ağustos 2012 Pazar

METİN ERKSAN'LI BİR ANI



Metin Erksan’ı sonsuzluğa yolcu ettik, sinema tarihindeki yerini aldı…
Sıradışı bir yönetmendi bu sıradışılık onun çoğu zaman işsiz kalmasına neden olmuştu, özellikle yapımcılar için cazip bir yönetmen değildi; kılı kırk yaran sahneler iş günlerini uzatırdı, sinemada her saniye para olduğu için yapımcılar “Aman kalsın” derlerdi genelde…
“Sevmek Zamanı” en özgün işlerinden biridir, buyurun o filmle ilgili anlattığı bir anekdot.

Filmin final sahnesi; gölde bir kayık, kayıkta iki kişi, gelinlikli bir manken ve filmin baş öğesi olan büyük çerçeveli fotoğraf; göle kayıktakilerin yansıması vurmuş ve sağ taraftan bir ağaç dalı giriyor. Bu resmi bulabilmek için günlerce mekân aramış. Özellikle sağ taraftan giren dal çok önemli onun için. Güneşin batmak üzere olduğu saatlerde çekilmesi gerek yoksa istediği yansımayı alamayacak… Provalar başlıyor ama çekime geçilemiyor bir türlü çünkü güneş gidiyor hemen, 8-10 dakika içinde bitirmesi gerek. Metin Erksan gibi detaycı biri için bu çok zor tabii; çekim ertesi gün aynı saate bırakılıyor, gene bir aksilik çekim gene ertesi güne kalıyor. Bir hafta devam ediyor bu ertelemeler, sonunda kıvama geliyor, aksayan bir şey yok, o gün çekecekler artık o planı…
Kameramanı Fil Mengü’ye (Yeşilçam’ın unutulmaz görüntü yönetmenlerinden Mengü Yeğin) komutunu veriyor.
“Motor…”
“Bi dakka abi” diyor kameraman…
Gidiyor, herkesin şaşkın bakışı altında sağ taraftan giren dalı çekip alıyor ve dizinde kırıyor, sonra şoke olmuş Metin Erksan’a dönüp,
“Abi çerçeveye girip görüntüyü bozuyordu…” diyor.

Çekim ertesi güne kalıyor tabii, o dal parçası yerine bağlanıyor; Metin Hoca da  aynı zamanda yeğeni olan Mengü Yeğin’e “Fil” lakabını takıyor…

1 yorum:

cartoon colors dedi ki...

Harika bir anekdot. Bu güzel insanlar böyle yönleriyle "güzel insanlardır".
Paylaşım için çok teşekkürler Sayın Atay SÖZER.