Papaz kaçtı bir kâğıt oyunudur, 52’lik iki desteyle oynanır,
destelerde bulunan 8 papazdan 7’si çıkartılır tek papaz kalır sonra kağıtlar
oyunculara eşit olarak dağıtılır. Oyuncular çift olan kağıtları yere atıp oyundan
çıkartırlar ve oyun başlar.
Herkes sırayla sağındaki (veya solundaki) oyuncudan bir
kâğıt çeker eğer elindeki kağıtlar arasında benzeri varsa iki kâğıdı atar;
böylece gitgide elinizde kâğıt sayısı azalmaya başlar, sonunda elinde tek papaz
kalan oyunu kaybeder.
Çocukluk yıllarımın pek sevdiğim kâğıt oyunlarından biriydi.
Poker, briç gibi daha karmaşık oyunlara göre çok basitti, bütün yapacağınız
kağıtları elinizde tutmak ve çift olanları atmaktı. Ancak bu da bir çocuk için
epey zordu. Çünkü oyuncu sayısı da azsa yaklaşık 30 kartı o küçücük ellerle
kontrol etmek kolay olmazdı.
İlk başlarda hemen renk verip papazın bende olduğunu belli
ediyordum. Ama zaman içinde epey bir strateji geliştirmiştim; elimde iki kart
kaldı diyelim, biri papaz.
Karşımdaki çekecek, diğer kartı çekerse papaz bende kalacak ve
kaybedeceğim.
Karşımdaki elini diğer karta götürdüğünde ben sanki papazı
çekecekmiş gibi numaradan seviniyor gibi yapıyordum karşımdaki de bunu yutup
hemen öteki kartı yani papazı çekiyordu.
Tabii birkaç oyun sonra bu numara da anlaşılıyordu; bu kez
kartı çeken ikilemde kalıyordu, “Acaba numara mı yoksa gerçek mi?”, diye.
Bazen karşı taraftaki de gözümün içine bakıp hangisinin
papaz olduğunu tahmin ediyor, tam papazı çeker gibi yapıp son anda diğer kartı
çekiyor ve papaz bende kalıyordu.
Tabii oyunun en keyifli yanı kaybedene verilen cezalardı.
Cezalar o dönemin çocukluk masumiyeti içinde tavuk gibi gıdakla, öküz gibi
mööle, eşek gibi anır türünden cezalar olurdu.
Evangelist papazın durumu da tam bir papaz kaçtı oyununa
dönüşmüş durumda.
Ortada bir papaz var elden ele dolaşıyor, papaz geldiği
zaman karşı tarafa renk vermemen ve bir an önce elinden çıkartman gerekiyor,
ama musibet papaz bir türlü elinden gitmeyi bilmiyor.
Papaz elinizde ama karşı tarafa sanki elinizde değilmiş gibi
bir imaj yaratmak zorundasınız, sanki papazı vermiyormuş gibi yapmanız ve bir
punduna getirip papazdan bir an önce kurtulma yolunu bulmanız gerekiyor.
Tabii karşı taraf da aslında papazı istiyormuş gibi yapıp son
anda karşı tarafın elinde kalmasını sağlıyor. Bu açıdan bakıldığında oyun
briçten de pokerden de daha karmaşık, daha stratejik bir hal alıyor.
Durum iktidar için de muhalefet içinde biçimsiz bir hal
almaya başladı. Özellikle muhalefeti bu konuda tehlikeli günler bekliyor.
Hep hukuk sistemi bitmiştir, adalet yoktur diye demeçler
verip yürüyüşler yapan muhalefet bu defa dışarıya karşı iktidarı satmış
durumuna düşmemek adına “Biz bir hukuk devletiyiz” demeye başlamıştır. Ama bunu
yaparken de aslında halen tutuklu milletvekillerini sattıklarının pek ayrımında
olmadıkları belli. Bu yüzden de tutuklu vekil, kimseyle görüşmeme kararı alarak
tokat gibi bir protestoya başladı.
Papaz sorunun nasıl sonuç bulacağı belli bu durumda; iktidar
bir punduna getirip papazı muhalefete kakalayabilir, onlar da ellerinde kalan
papazı nereye sokacaklarını bilemezler.
Parti meclisi üyesi yapıp genel başkanlık yolunu açmaları da
hiç şaşırtıcı olmaz tabii.
Ama papaz onlarda kaldığı için verilecek cezalar da
kaçınılmazdır bu durumda.
Artık eşek gibi anırma mı olur, öküz gibi mööle mi olur, o
cezacının insafına kalmış…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder