DÖRDÜNCÜ MAYMUN

8 Mayıs 2012 Salı

SÜTÜ BOZUK


Epey bir zaman önce…
İlkokul’da beslenme saati vardı; getirilen büyük bir tencere içinde beyaz bir toz döküp kaynattılar etrafa kötü bir koku yayıldı.
Öğretmenim kaynattığı beyaz sıvıyı bardağa doldurup uzattı…
“Al iç haydi…”
“Bu neee!”
“Süt”
“Hayır bu süt değil, süt böyle olmaz…”
Haklıydım süt böyle olmazdı, bizim evimize her sabah sütçü gelirdi, güğümünden elindeki ölçü kabına döker sonra uzattığımız tencereye dökerdi. Tencereyi tutma görevi bana ait olduğu için bunun tüm detaylarını iyi bilirdim.
Bu yüzden kesin kararımı verdim;
“Bu süt değil…”
Öğretmenim bana bunun süt tozu olduğunu söyledi…
“Tamam işte tozlu süt, ben bunu içmem”
“Tozlu süt değil çocuğum süt tozu, hadi iç, bak mis gibi”
 “Mis gibi değil, pis gibi… Pis kokuyor… İçmem!”
Öğretmenim benim keçi huyumu bildiğinden fazla ısrar etmedi; başa çıkamayacağını biliyordu “Zıkkım iç” diyerek pes etti…
 Ben de ne o gün ne de daha sonra o sütlerden tek yudum bile içmedim; zaten evde sütçünün getirdiği benim gözümün önünde benim tuttuğum tencereye döktüğü yani alımında benim emeğim olan sütü içiyordum.

Yıllar sonra o süt tozlarının Marshall yardımı çerçevesinde hibe olarak yollanan ürünler olduğunu öğrendiğimde o gün gelen pis kokunun nedenini anladım ve o sütlerden hiç içmemiş olmakla kendimle gurur duydum.

Okullarda dağıtılan “Okul Sütü Akıl Küpü” yazılı sütleri görünce eski günler aklıma geldi, “Bizim zamanımızda o sütlerden içenler içinde zehirlenme vakası olmuş muydu ?” diye düşündüm. En azından kısa vadede bir zehirlenme olayına şahit olmamıştım ama Amerika’nın bize adım atışının bu süt tozlarıyla başladığını kabul edersek uzun vadede yavaş yavaş bir zehirlenme durumu tartışılabilir.

“Akıl Küpü” sütü içen bazı sınıflardaki çocuklar toplu olarak acile kaldırıldı ve serum bağlandı.
Yetkililer, bunun tesadüf olacağını söylediler, inandırıcı olmadı çünkü bütün sınıfın aynı anda hastanelik olması matematik bilimine aykırıydı.
Çocuklar numara yapıyor dediler, tutmadı çünkü tıp bilimi aksini söylüyordu.
Başbakanın “Sır Küpü” olayında olduğu gibi bu konu da bir sır haline gelmeye başladı.
Ama kimsenin aklına “Acaba malları aldığımız firma arada bozuk ürünler de kakalamış olabilir mi?” diye sormak gelmedi çünkü o firma kim bilir kimlere aitti?
Bu yüzden olsa gerek yöneticiler kendilerini tehlikeye atarak ellerine birer  “Akıl küpü” alıp içmeye başladılar;
“Bakın biz içiyoruz vallahi bir şey olmuyor, siz de için” dediler…
Bu olaydaki tek olumlu şey de bu bence…
Belki bu sayede hepsi birer akıl küpü haline gelip daha akıllı işler yaparlar…

Hiç yorum yok: